Ototeknikveri 25 Mart 2019 11:23
2019'da otomotiv sektörünün yöneticileriyle yapılan araştırmada, dünyanın geleneksel otomotiv endüstrisinin teknoloji ve telekom sektöründeki büyük oyuncularla ve devlet kurumlarıyla işbirliği yaptığı yeni bir ekosisteme doğru adım adım ilerlediği belirtiliyor. Paylaşım ekonomisi de bu ekosistemde önemli bir rol oynuyor. 2019'da Türkiye'deki otomotiv sektörüne yön verecek trendlerin başında hibrit elektrik hareketliliği geliyor.
KPMG Türkiye otomotiv sektör lideri Hakan Ölekli, otomotiv endüstrisinin son yıllarda, temel yetkinliklerin ve uzmanlık geliştirmenin daha önemli olduğu bir yeniden yapılandırma dönemine girdiğini belirtti. Ölekli, “Bu süreçte gelir akışını güvenceye almak için otomotivin ekosistemdeki rolünü tanımlamak daha da önemli hale geliyor” dedi.
Rapora göre Türkiye'deki tüketicilerin yüzde 72'si, dizel araç almanın ya da elinde tutmanın, artık kendileri için seçenek olmadığını söylüyor. Tüketicilerin yüzde 43'ü, önümüzdeki 5 yıl içerisinde otomobil alacak olsalar, güç aktarım teknolojisi olarak hibrit elektrikli modelleri tercih edeceklerini belirtiyor. Hibrit araçları sırasıyla, yakıt hücreleri elektrikli araçlar (yüzde 15), şarj edilebilen hibrit elektrikli araçlar (yüzde 15), iç yakımlı motorlar (yüzde 13), bataryalı elektrikli araçlar (yüzde 9) ve mesafesi uzatılabilen bataryalı elektrikli araçlar (yüzde 6) takip ediyor.
Araç satın alma veya bir hareketlilik hizmeti kullanma konusunda karar verirken, müşterilerin nelere dikkat edeceği konusunda tüketicilerle yöneticiler arasında görüş farklılıkları bulunduğunu da ortaya koydu. Araştırmaya katılanların yüzde 69'u, araç ya da hizmet alırken ilk dikkate aldıkları unsurun marka ve imaj olduğunu ifade ederken, bu oran yöneticilerde yüzde 54'te kaldı. Ayrıca müşterilerin ödeme yapmaya hazır olduğu fonksiyonların başında yüzde 25'le navigasyon geliyor. Navigasyonu yüzde 21'le motor gücü, yüzde 16'yla da medya kontrolü takip ediyor.
Türkiye'deki yöneticilerin yüzde 39'u tamamen elektrikli araçlarla ilgili en büyük sorunun 'şarj etme' olduğunu belirtirken, yüzde 30'u 'fiyat\masraf' olduğunu söyledi. Yöneticilerin yüzde 83'ü, “Eğer elektrikli bir araç alırsam, araç üreticisinin her türlü şarj etme problemiyle ilgilenmesini beklerim (uygun bir elektrik sözleşmesi sağlanması, evde kullanım için şarj kutusu kurulumu, hızlı şarj etme hizmetleri, vb) ifadesine katıldıklarını ifade etti. Katılımcıların yüzde 61'i, enerji deposu olarak hidrojenin, geleneksel bataryalara göre çok daha tercih edilir olacağını düşündüklerini belirtti. Araştırmaya Türkiye'den katılan yöneticilerin yüzde 74'ü hem otonom, hem şoförlü araçların trafiğe birlikte çıkmaları durumunda, ciddi güvenlik problemleri ve sorumluluk davalarına sebep olacağına inandıklarını söylerken, katılımcıların sadece yüzde 15'i bu görüşe karşı çıkıyor.
Son Güncelleme : 26 Mart 2019