Yıldırım konuşmasında, “Bugün, Avrupa için kritik bir metrik olan 1000 kişiye düşen otomobil sayısına baktığımızda; Türkiye’de bu sayı 183, İtalya’da 704, Polonya’da 683, Bulgaristan’da yaklaşık 500. Sadece bu rakamlara baktığımızda dahi Türkiye pazarının büyük fırsatlar barındırdığını çok net görüyoruz. Diğer yandan 2050 yılına geldiğimizde, küresel nüfusun üçte ikisinin kentlerde yaşayacağı öngörülüyor. Gelecekte muhtemelen araçlarda emisyon olmayacak. Araçlar otonom olacak. Evden çağıracaksınız, sizi A noktasından B noktasına götürecek, hatta D noktasına götürecek. Şehirlerdeki yaşamın kalitesini ve konforunu artırmak için otomotiv sektörü ve üreticiler önemli bir rol oynayacak. Bunun en önemli sonuçlarından biri de alternatif yakıtlı araçlara yönelim olacak. Ekolojimizin dayattığı bu gerçekler başta otomotiv olmak üzere tüm taşımacılık sektörünü bu noktaya itiyor” ifadelerini kullandı.
Elektrikli araçlar konusunda Türkiye'nin henüz ilk adaptasyon sürecine geçmeye çalıştığını vurgulayan Yıldırım, “Elektrikli araçlar konusunda sancılı bir süreçten geçiyoruz. Ancak eminim, ülkemizde elektrikli araç satışları arttıkça altyapı yatırımları da paralel bir şekilde gerçekleşecektir. Şu an TEMSA olarak seri üretime hazır 3 adet elektrikli modelimiz var, yani Türkiye elektrikli otobüste seri üretime hazır. Artık önemli olan bu sanayiyi yerli kılabilmek, pazardaki engelleri kaldırarak elektrikli araçları yaygınlaştırmak. Bunun için bizler, yan sanayi, kamu el ele çalışmamız gerekiyor” diye konuştu.
Son Güncelleme : 13 Mart 2019