Ototeknikveri 09 Mayıs 2018 11:36
Volkswagen tüm portföyünde emisyon oranlarını düşürme planının bir parçası olarak benzinli otomobillere partikül filtresi takıyor. Bazı modellerde partikül emisyonlarının %95’e kadar düşmesi bekleniyor.
Up GTI modeline geçtiğimiz aylarda partikül filtresi eklenmişti. Filtre aynı zamanda Almanya’da Tiguan 1.4 TSI modelinin manuel şanzımanlı versiyonunda kullanılıyordu. Şimdi markanın diğer otomobilleri de bu uygulamaya geçecek.
2015’te yaşanan Dieselgate skandalının etkileriyle boğuşan Volkswagen, 2016’da benzinli otomobillerde partikül fitresi kullanmaya başlayacağını duyurmuştu.
Volkswagen’in yanı sıra diğer markalar da benzinli otomobillerine filtre eklemeye başladı. Örneğin Mercedes-Benz bazı S-Serisi versiyonlarında filtreyi kullanmaya başladı ve daha da yaygınlaştırmayı düşünüyor. Ford ise sistemi yeni Mustang modelinde ve başka bazı modellerde kullanıyor.
Benzinli otomobiller 2009 yılında EU5 standartının getirilmesinden bu yana partikül emisyonları sınırlamalarına tabi. Son aşama olan EU6c Eylül 2017’de yürürlüğe girdi ve benzinli motor partikül emisyonlarının önceki değerin 10 kat altına indirilmesi zorunluluğu getirdi.
Volkswagen partikül filtresi üç yönlü bir katalitik konvertör görevi görüyor ve egzozdaki toksik gaz emisyonlarını da azaltıyor. Geleneksel üç yönlü katalitik konvertörlerinde substrat adı verilen bir petek kısmı bulunuyor, egzoz gazları buradan geçip filtrelenerek çıkışa ulaşıyor. Substrat kısmındaki katalizör kaplama egzozdaki en önemli üç toksik gaz olan yanmamış hidrokarbonlar (HC), nitrojen oksitler (Nox) ve karbon monoksit (CO) gazlarının seviyesini düşürüyor.
Geleneksel olarak daha çok 10 mikron çapına kadar olan dizel partikülleri (PM10) ya da daha küçük PM2.5 partiküllerine odaklanılıyor. Kıyaslanırsa, bir insan saç telinin çapı 70 mikron. 2001 yılında ise PM10 partiküllerinden 100 kat daha küçük nanopartiküllerin varlığı kabul edildi. Bununla birlikte bazı benzinli taşıtların dizeller ile aynı oranda nanopartikül emisyonu bulunduğu ortaya çıktı.
Egzozdaki partiküllerin miktarı daha önce ağırlığına göre ölçülürken daha sonra bu konudaki duyarlılık arttıkça nanopartiküller için alternatif ölçüm teknikleri geliştirildi. Nanopartiküllerin ağırlığı çok az olsa da çok yüksek sayılarda bulunabiliyorlar ve geniş bir yüzeyi kaplayabiliyorlar. Nanopartiküller küçük boyutları nedeniyle akciğerlerde büyük partiküllerden daha derine ilerleyebiliyorlar. Dizel partikül filtreleri gibi, benzinli partikül filtreleri de nanopartiküller dahil her boyuttaki partikülü yakalayabilecek şekilde tasarlanmış.
Öte yandan, frenler, lastikler ve yol tozu gibi çeşitli kaynaklar farklı tiplerde partikül madde üretebiliyor. Bu kaynaklardan gelen partiküller egzoz gazlarıyla aynı oranları bulabiliyor.
Benzinli partikül filtresi nasıl çalışıyor?
Filtre motorun arkasına, turbonun sadece bir kaç santimetre uzağına yerleştiriliyor. Filtre çok hızlı ısınıyor ve motorun başlamasından sonraki bir kaç saniye içinde devreye giriyor. Filtreden geçen egzoz gazının içinden yakalanan partiküller çok yüksek sıcaklıklarda ısıtılıyor, partiküller ve zehirli gazlar az miktarda CO2, nitrojen ve suya dönüştürülüyor.
Filtreden çıktıktan sonra egzoz gazları bu kez zeminin altına yerleştirilen üç yönlü katalitik konvertörden geçiyor. Bu sayede son olarak otomobilin arkasındaki borudan dışarı çıkan egzoz gazının EU6c emisyon standartlarıyla uyumlu olması garantileniyor. Up GTI hem WLTP hem de RDE (Gerçek Sürüş Emisyonları) test standartlarına tabi. EU6c gibi, WLTO de Eylül 2017’den bu yana tüm yeni otomobiller için geçerli. WLTP prosedürü ile testlerde saptanan emisyon seviyelerinin gerçek dünya koşullarına çok yakın çıkması hedefleniyor.
Son Güncelleme : 09 Mayıs 2018