Ototeknikveri 09 Şubat 2018 03:31
Dieselgate skandalının ardından, Volkswagen Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’de uygulanacak yeni CO2 standartlarına uyum sağlamak için yeni teknolojiler geliştiriyor. Firma yetkilileri, iklim hedeflerini yakalamanın öncelikli amaçları haline geldiğini, emisyonları düşürmek için yapılan çalışmalara “para sorun değil” yaklaşımı ile çok büyük kaynaklar ayırdıklarını belirtiyor. Firma bir dizi yeni hibrit, elektrikli ve modern yanmalı motorlu teknoloji üzerinde çalışıyor. 2020 yılı için konulan 95 g/km filo CO2 emisyon değeri hedefi 2030 yılı itibariyle bunun da altına düşecek. Bu hedefi yakalamak için, elektrikli sistemler tüm üreticiler için hayati önem taşıyor.
Volkswagen 2025 yılı itibariyle tüm otomobillerinin %25’inin pilli – elektrikli olacağını, hibrit otomobillerle birlikte bu oranın %50’ye yakın olacağını öngörüyor. Bugün elektrikli otomobillerin payı sadece %3. Ayrıca biyolojik ve sentetik doğal gaz gibi sentetik yakıtlar üzerinde çalışmalar da devam ediyor.
Hızlı plug-in hibritler ve elektrikli otomobiller
Volkswagen şu anda elektrikli e-Golf ve e-Up modelleri ile Golf ve Passat GTE plug-in hibrit otomobilleri sunuyor. Mevcut hibritler 7 vitesli DSG şanzıman ve 60 hp elektrikli motor / jeneratör ile geliyor. Mühendisler aynı zamanda “Golf GTE Performance” adı verilen bir “GTI” prototipi üzerinde çalışıyor. Yazılım değişiklikleri elektrikli modda besleme hızını eğer pil yeterince şarj edildiyse sınırsız bir hıza ayarlayabiliyor. Hibrit sürüşü destekleyen yeni 7 vitesli DSG şanzıman da üretime girmeye hazır bekliyor.
Gelişmiş teknoloji dizeli temizliyor
Avrupa’da Dieselgate skandalının ardından Volkswagen dizel otomobillerin geri çağırılma süreci %70 oranında tamamlandı. 2.0 litre, 1.6 litre ve 1.2 litre motorların düzeltmeleri dünya çapında her 1.4 saniyede bir otomobilin işlemi tamamlanacak şekilde devam ediyor. Volkswagen bağımsız testlerin geri çağırılan ve düzeltilen otomobillerin yeni Gerçek Sürüş Emisyonları prosedürünün gerekliliklerini karşıladığını söylüyor. Buna rağmen yapılan düzeltmelerin otomobillere zarar verdiği ve kirliliği daha da artırdığı iddiaları da devam ediyor.
Nox emisyonlarını azaltmak için geleceğe yönelik seçenekler arasında egzoz sistemine Nox depolama katalizörü ile birlikte ikinci SCR modülü eklenmesi de bulunuyor. Motorların içinde ortaya çıkan Nox (nitrojen azot oksitleri) miktarı da daha yüksek basınçlı enjeksiyon sistemleri ve yeni yanma stratejileri uygulanarak azaltılacak. Yeni 48V elektrik sisteminde çalışan elektrikli kompresörler Nox miktarını azaltmaya yardımcı olan bir diğer etken.
Benzinli teknolojilere rötuş
Yeni 129 hp 1.5 litre TSI evo benzinli motor, mevcut motorun emisyonları ve yakıt tüketimini düşürmek için pahalı yatırımlarla geliştirilmiş bir versiyonu.
Bu motor, değişken türbin geometrili turboşarj kullanan ilk seri üretim benzinli motor olma özelliğini taşıyor. Motor turboşarjlı benzinli motorlardaki en yüksek sıkıştırma oranı olan 12:1 oranına sahip ve özel bir Miller döngülü çalışma sistemi kullanıyor. Bu üç özelliğin kombinasyonu sınıfının en iyi yakıt ekonomisinin elde edilmesini ve devir aralığı boyunca esnek bir güç aktarımı sağlıyor.
Motor Golf ile birlikte piyasaya sunulmak üzere ancak daha güçlü 160 hp bir versiyonu prototip formunda bulunuyor. Bu prototip Mk8 Golf’e eklenebilir. Gelecek için sulu enjeksiyon ve değişken sıkıştırma oranları gibi benzinli motor teknolojileri de planlanıyor.
CNG ve e-yakıtlar
Sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) Avrupa’da uzun süredir oldukça popüler bir yakıt. Şimdi bunun yanına fermente saman gibi bitkilerden elde edilmiş yenilenebilir biyometan da katılıyor. Biyolojik yakıtlarda CO2 emisyonu bulunmuyor çünkü bitkiler yetişirken karbondioksiti emiyor. 1800 kg samandan (yaklaşık 7 balya) 300 kg CNG elde edilebiliyor. Bu da bir Polo otomobili 9977 km götürmeye yetecek bir miktar. Volkswagen Grubu sentetik e-yakıtların geliştirilmesi için bir süredir zaten çalışıyordu. İşlem, atmosferden ya da fermentasyondan gelen karbondioksit ile sürdürülebilir biçimde üretilmiş hidrojeni birleştirerek karbon emisyonsuz sentetik sıvı e-yakıt ortaya çıkartıyor. Bu yakıtlar sadece yeni geliştirilen motorlarda değil nispeten eski motorlarda da kullanılabiliyor ve çevre dostu etkisini hemen gösteriyor.
İki tip yarı hibrit
Yarı hibrit elektrikli otomobiller (MHEV) önümüzdeki yıllarda 48V elektrikli sistemler yaygınlaştıkça piyasada norm haline gelecek. 48V kayışlı başlatıcı jeneratör (BISG) ve küçük, uygun maliyetli 48V lityum iyon pil bu otomobillerin elektrik enerjisini diğer hibritler gibi depolayabilmesini ve kullanabilmesini sağlıyor. Jeneratör aynı zamanda motor torkunu artırıyor, yakıt tasarrufu yapıyor ve yanıtı hızlandırıyor.
Volkswagen iki prototipe sahip, birisi Golf 1.5 TSI MHEV, diğeri ise MHEV Plus. Her iki prototipte de 15 hp jeneratör bulunuyor ancak Plus ön aksı süren ekstra 34 hp elektrikli motora da sahip. Bu motor dört çekişli sürüş sistemini desteklemek için arka aksa da konulabiliyor. Plus, motor durdurulup vites boşta sürüş yapıldığında enerji geri kazanabiliyor, ayrıca tam hibrit bir otomobil gibi elektrikli modda sürülebiliyor.
Her iki prototipte de yeni nesil 7 vitesli DSG şanzıman bulunuyor. Bu şanzıman Volkswagen’in 2003’te çıkan ilk DSG’sine kıyasla CO2 emisyonunu 10 g/km azaltabiliyor.
Son Güncelleme : 10 Şubat 2018