Ototeknikveri 28 Nisan 2017 02:05
Yeni Golf, %100 pilli elektrikli sürüşten mikro hibrit sisteme, elektrikle çalışan çeşitli sistemlerin örneklerini sunuyor. İnovatif 1.0 CNG turbo motor ise doğal gaz ile çevre dostu sürüş sağlıyor. Volkswagen, elektrikli teknolojiler, doğal gazlı motor ve içten yanmalı motorlar için yeni bir vites boşta sürüş işlevi sunuyor. Önceki gün başlayan 38. Viyana Motor Sempozyumu'nda Volkswagen geleceğin emisyonsuz, sürdürülebilir ulaşımı için çözümlerini tanıtıyor. Elektrikli çözümler uygun fiyatlı mikro hibrit sistemden, pilli elektrikli sürüşe kadar çeşitlilik gösteriyor. Volkswagen, ilk kez, içten yanmalı motorlar için, motoru tamamen kapatan vites boşta sürüş fonksiyonu sunuyor. Polo için yeni, kompakt bir üç silindirli motor ile şirket doğal gazlı motorlar alanında da atağa geçiyor.
Viyana Motor Sempozyumu'nda bir konuşma yapan Volkswagen Güç Aktarım Organları Geliştirme birimi yöneticisi Friedrich Eichler, "Kısmen ve tamamen elektrikli güç aktarım organları, bu alandaki stratejimizin ana direğini oluşturuyor. Özellikle Golf için mevcut olan teknoloji yelpazemiz artık tüm müşteri tercihlerini kapsıyor. Yeni motor kapalı sürüş fonksiyonlu mikro hibrit sistemi, 12 volt temelli ekonomik bir elektrikli alternatif sunuyor." dedi.
Bu yaz çıkacak yeni Golf TSI BlueMotion'da, sistem DQ200 DSG model bir şanzıman ile birlikte çalışıyor. 130 km/saate kadar bir hız aralığında sürücüye hibrit sürüş özellikleri sunuluyor: sürücü gazdan ayağını kaldırdığında Golf tamamen motoru devreden çıkararak yol alabiliyor. Sistem, pratik kullanımda yakıt tüketimini 0,4 litre/100 km'ye kadar azaltıyor, bu tasarruf oranı daha önceki motor kapalı sürüş sisteminde 0,2 litre/100 km.
Bu yeni Volkswagen sistemi 12 voltluk tertibata kompakt bir lityum iyon pil ekliyor, motor kapalı sürüşte pil araçtaki elektrik tüketen organlara güç sağlıyor. Q-diyot adı verilen bileşen, lityum-iyon ve kurşun-asid piller arasındaki akışı düzenliyor. Motor kapalı sürüş modunun sonunda Golf TSI BlueMotion'ın motoru, verimli 1.5 TSI Evo, DSG şanzımanın debriyajlarını kullanarak ya da marş kullanarak veya sürüş hızına ve duruma bağlı olarak her ikisini birarada kullanarak, birkaç farklı yoldan devreye giriyor.
Elektrikli seçeneklerin ortasında Golf GTE'nin plug-in hibrit konsepti, en üstünde ise yeni e-Golf ile sunulan sistem gibi %100 pille çalışan sürüş sistemi bulunuyor. Son güncellemeyle yeni e-Golf'ün elektrikli motoru 100 kW güç çıkışı ve 290 Nm tork üretiyor, bu da önceye kıyasla 15 kW ve 20 Nm daha fazla. E-golf 9.6 saniyede sıfırdan 100 km/s hıza çıkabiliyor, maksimum hız ise 150 km/s (önceye kıyasla 10 km/s daha fazla). Hücrelerinin kimyasına ve yapılarına uygulanan iyileştirmeler sayesinde lityum-iyon pil sisteminin kapasitesi 24.2'den 35.8 kWh'ye yükseltildi. Bu da sürüş mesafesini 190 km'den 300 km'ye kadar çıkartıyor.
Volkswagen, tamamen elektrikli mimariyi kullanarak elektrik enerjisine geçişteki bir sonraki büyük adımı atıyor. Bu tamamen yeni sürüş sistemi ve bağlanabilir mimariyi kullanan ilk model 2020'de piyasaya sürülecek. BUDD-e, I.D. ve I.D. BUZZ konsept otomobiller, yeni mimarinin büyük potansiyelini ortaya koyuyor.
Volkswagen Güç Aktarım Organları Geliştirme birimi yöneticisi Friedrich Eichler, "Tamamen elektrikli mimari, yerel sıfır emisyonlu sürüşü olağanüstü uzun mesafelerde elektrikli sürüşle birleştiriyor" diyor.
Eichler'in açıklaması şöyle: "Bu mimari küresel çapta yüksek hacimli olarak sunacağımız yeni nesil elektrikli araçlarımızın temelini oluşturuyor. Sürüş sistemi ve sistemin akıllı yönetimi, büyük bir verimlilik sağlıyor ve aynı zamanda yolculara otomatik sürüşü de içeren yeni ve konforlu bir sürüş deneyimini yaşatıyor."
Volkswagen'in geleceğin sürdürülebilir mobilitesine geçişi şekillendirdiği diğer teknolojisi de, sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) kullanan güç aktarım yöntemi. Volkswagen Benzinli Motorlar Geliştirme Şefi Dr. Wolfgang Demmelbauer-Ebner, sempozyumda yaptığı konuşmada teknolojiyi şöyle özetledi: "Fosil kaynaklardan gelse de doğal gaz kimyasal bileşimi nedeniyle zaten CO2 emisyonlarını düşürüyor. Aynı zamanda doğal gazın üretimi sürdürülebilir bir şekilde yapıldıysa, örneğin, tarımsal atıklardan elde edilen biyometan kullanılıyorsa CO2 emisyonu daha da düşüyor. Sentetik olarak üretilen sıkıştırılmış doğal gaza (CNG) ise e-gaz diyoruz. Bu yakıt su ve CO2 birleştirilerek yenilenebilir enerjiyle elde edilen fazla elektrikle üretiliyor. E-gaz yenilenebilir enerjinin ulaşım sektöründe kullanılır ve depolanabilir hale getirilmesi açısından ideal. Bunun için yenilenebilir enerjilere geçişte ideal bir partner diyebiliriz.”
Volkswagen’in piyasada CNG motorlarla temsil edilmesi 2002 yılına kadar dayanıyor. Viyana’da tanıtılan yeni üç silindirli turboşarjlı motorun (1.0 litre kapasite, 66 kW/90 PS) özel bir yönü de ikili konsepti; motor hem CNG ile hem benzinle çalışabiliyor.
Doğal gaz modunda otomobilin hem CO2 hem de NOx partikül emisyonları düşüyor. Kompakt 1.0 TGI, Volkswagen Grubu’nun küçük otomobil sınıfı için yeni bir motor seçeneği.
Düşük emisyonda en önemli faktör egzoz gazındaki metanın optimum şekilde dönüştürülmesi. Katalitik dönüştürücüyü hızlıca çalışma ısısına getirmek ve orada korumak için, Volkswagen bir lambda ayırma işlemi geliştirdi. Sıcak çalışmada ve düşük yük altında iki silindir zengin bir karışım kullanılarak, bir silindir ise daha zayıf bir karışım kullanılarak ateşleniyor. Teknolojinin önemli bir bileşeni ise çiy noktası bulunmayan lambda sondası. Elektrikli ısıtma sayesinde, egzoz gazı ve egzoz sistemi hala belli miktarda yoğuşma içerse bile sonda soğuk başlatmada on saniye içinde düzenleme fonksiyonuna başlayabiliyor.
Volkswagen’in CNG sürüş sistemleri ile ilgili çalışmaları teknik çözümlerin de ötesine geçiyor. Grup, aynı zamanda diğer piyasa katılımcıları ve politikacılarla kapsamlı diyaloglar sürdürüyor. Enerji tedarikçileri, petrol endüstrisi, diğer fason üreticiler ve hükümet yetkilileri ile işbirliği içinde, Volkswagen CNG’nin tanınması ve yaygınlaşması için çalışıyor.
Volkswagen emisyonsuz ulaşım için her yolu deniyor diyebiliriz. Mevcut güç aktarım organlarının sistematik optimizasyonuna ek olarak, alternatif sürüş sistemlerine de firmanın portföyü içinde yer veriliyor. Elektrik gücüyle çalışan sürüş sistemlerinin boyutlandırma olanakları Golf örneğinde görüldüğü gibi yeni alanlar açıyor. Yakıtların CO2 emisyon miktarları çevresel sorunların yaşandığı günümüzde giderek daha önemli hale geliyor ve bu bakımdan e-gaz formundaki sıkıştırılmış doğal gazın sektördeki rolü daha da artacak gibi görünüyor.
Son Güncelleme : 29 Nisan 2017